MERHABA YA RAMAZAN


Rahmet ve bereketinle sarmak için bizleri,
Hoş geldin merhamet kânı, sefa geldin, hoş geldin.
Müminlerin dudağında, ismin şeref hecesi,
Hoş geldin gariplerin sevinci, infak ayı, hoş geldin.

Geçen yıl hüzünle yolcu ettiğimiz muhteşem ve mübarek Ramazan ayıyla kucaklaşmak için çarpıyordu gönüllerimiz ve coşkuyla kabarıyordu duygularımız…
Kalplerin tövbe ile tamirinin gerçekleştiği, zayıf iradelerin güçlendiği, dağınıkların giderildiği, ibadetlerin diri tutulduğu, zikirlerin şahlandığı, iman parkurunda ihlâs yürüyüşümüzün hızlandığı Ramazanın gölgesi işte düştü üzerimize…
Kötülüklerden arındıran, inananları kaynaştıran, manevi hazzın doruklarını yaşatan, Kur’an ve oruç ayına kavuştuk. Biz ona ilerledikçe o bize kucağını açtı, sardı tüm merhametiyle…
Salih amel meydanında kalplerin gönüllerin bayram ettiği, beden açlığının gönül tokluğunu tattırdığı, kişinin mümin vasfını en güzel şekilde üzerinde taşıdığı, yenilenme ve cilalanmanın kesintisiz yaşandığı, günahlara elveda deyip tövbe denizinde paklanmanın gerçekleştiği, nefis ve şeytanla mücadeleden başarıyla çıkma fırsatının yakalandığı eşsiz zaman evreleri olan Ramazana nihayet eriştik…
Sevgi, muhabbet, merhamet ile yardımlaşmaya sevk eden, kardeşlik bağlantılarını ilintileyen, nefis ve iradeyi terbiye eden, kötülüklere ve günahlara karşı kalkan olan, diğergamlık ve sabrı öğreten, sağlığı güçlendirip kendine güven duygusunu kazandıran, iç huzur ve Allah(cc) ile iletişimi sağlamlaştıran Ramazan’a merhaba dedik, hoş geldin dedik 11 ayın sonunda…
Hasretle vuslatını beklediğimiz, özlemle yolunu gözlediğimiz, Allah’ın sonsuz rahmet, mağfiret ve bereketinin tecelli edeceği Mübarek Ramazan ayının bugün ilk günü. Rabbim tuttuğumuz ve tutacağımız oruçları, kıldığımız ve kılacağımız namazları, yaptığımız ve yapacağımız hayır ve hasenatları kabul ve devamlı eylesin inşaallah.
Dün ilk teravih namazı kılındı ve sahurlar yapıldı. Niyetimizi ederek orucumuzu tutmaya, Ramazanı yaşamaya başladık. Ramazanı yaşarken, ramazanı tanımak ve bu mübarek ayın faziletlerinden bihaber olmamak gerek.
Peygamber Efendimiz (SAV) Ramazan ayı ile ilgili olarak bir hadislerinde buyuruyorlar ki; “Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahû Teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.” Bir başka hadislerinde de Resûlullah Efendimiz (SAV) Ramazan ayının yeni girdiği bir günde; bu ay içinde hayırda yarışmamızı istemiş, ayrıca hayırda yarışan kulları ile meleklere karşı Allah’ın iftihar edeceği haber verilmiştir. “Size bereket ayı Ramazan geldi. Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir. Günahları bağışlayıp, duaları kabul eder. Allah bu ayda sizin hayır hususunda yarışmanıza bakar ve sizinle meleklerine karşı iftihar eder. Allah’a hayır ameller takdim ediniz. Şaki, günahkâr, bu ayda Allahın rahmetinden mahrum olan kimsedir.” (Taberani et-Tergîb, II, 99)
Kainatın Sultanı Efendimiz (SAV) Ramazan gecelerinin teravihle ihyasını da şöylece işaret etmiştir. Hz. Ebu Hureyre’nin anlattığına göre: “Resûlullah (SAV) onları, kesin bir emirde bulunmaksızın Ramazan gecelerini ihyaya teşvik ederdi. (Bu maksatla) derdi ki: “Kim ramazan gecesini, sevabına inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla ihya ederse geçmiş günahları affedilir.” (Kütüb-i Sitte-3001) Oruç ve Ramazanın fazileti hakkında zikredilen başka bir hadisi şerifte de oruç tutan kimsenin sevabının ancak Allah (CC) tarafından takdir edileceği belirtilmiştir.
Hz. Ebu Hureyre (RA) anlatıyor: “Resûlullah (SAV) buyurdular ki: “Âdemoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk’ın bu husustaki sünneti şudur) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yedi yüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kutside) şöyle buyurmuştur: “Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti.” Oruçlunun Allah (CC) katındaki değerini anlamamız açısından şu hadis-i şerifi de zikretmeden geçemeyeceğim. “Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku, Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.” (Kütüb-i Sitte-3082)

Ramazanla ilgili olarak büyük zatlar ve İslam alimleri şu şekilde yorum içerisinde bulunurlar;
“Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolunur, Cehennemden azat olur, O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir, O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolunur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resûlullah Efendimiz (SAV), esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahû Teâlâ’nın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur’an-ı Kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu aydadır. Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Efendimiz (SAV) bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi. İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir. Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince iftar duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir. Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolunur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahû Teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!
Ramazan Kur’an bayramıdır. Kur’anla buluşma, Kur’an’la hem hal olma, Kur’ani bir hayatın sümbül açmasıdır. Ramazan Kur’an’a tutunma, Kur’an’a tutulma ve Allah’a (CC) olan sevgimizi pekiştirme ayıdır. Hayatın ayetlerle dantelâ gibi örülme mevsimidir. Kur’an’ın ilmek ilmek iliklerimize kadar işlenmesidir. Ruhumuzu ilahi besinlerle besleme vaktidir Ramazan…
Ramazan ruhumuza inşirah esintileri salgılar. Bu öyle esintidir ki, söndüremeyeceği ateş, dindiremeyeceği acı, iyileştiremeyeceği yara yoktur.
Ramazan zikredenlerin, sabredenlerin ve kulluğun hakkını verenlerin ayıdır.
Recep ekme, Şaban sulama ve besleme, Ramazan ise hasat toplama ayıdır.
Adım adım Ramazan’a girdiğimiz şu günlerde kalbimiz bu kavuşmanın sevincini yaşarsa Peygamber Efendimizin (SAV) şu müjdesine mazhar oluruz:’’ Ramazan ayının gelişinden sevinç duyan müslümanın vücudunu, Allah (CC) cehennem ateşine haram kılar.’’
Ramazan ayı içerisinde bu şuur ve düşünce ile yapmış olduğunuz tüm ibadetleriniz kabul olsun…
Perşembe, Haziran 18, 2015 tarihinde Unknown tarafından kaydedilmiştir , | 0 Yorum »

0 yorum: