"Sevgililer Gününde" AŞKIN ELİNDEN


“Aşk yolcularına bak, birinin hali nasıl ötekine uymuyor!
Biri varlığın bütün zerrelerinde parlak ve sönmez bir güneş görmekte, öteki varlık aynasında âlemin üstü kapalı güzelliklerini seyretmekte. Bir başkası her ikisini birden görebiliyor. Daha başkası bunları perdesiz ve engelsiz temaşaya koyulmuş.
Bahtiyar o âşıktır ki, aşk sultanıyla birlikte vuslatın son menzillerine doğru yol almıştır.” (Molla Cami)
Anlatılır ki, Mecnun’un yaşadığı dönemde, Leyla’dan daha güzel olanlar bulunmaktaydı. Lakin hiç birisi Mecnun’un sevgilisi değildi. Leyla’dan daha güzel olanları var, onları getirelim sana diye söylediler.
Mecnun’da:
- Leyla’nın şeklini sevmiyorum ki hem o bir şekil değil. Kadehe benzer Leyla elimde, o kadehle şarap içerim, ben içip durduğum şaraba aşığım.
Mecnun bunu söylerken aşka âşık olduğunu söylüyordu.
Sıkıca kilitlenen kapılara doğru koşarken Yusuf, üzerindeki gömleğini, tam arkadan iki omzunun ortasından yakalayarak yırtan Züleyha’nın tırnaklarının izi lekelemişti…
Yusuf’un üzerindeki gömlek, İbrahim’in ateşe atılırken ki giydiği gömlekti.
Hallac-ı Mansur, toplanan kalabalık tarafından taşa tutulurken, vücuduna değen taşlardan ruhu yaralanmıyordu fakat, o kalabalıktan kendisine atılan bir tek gülün, göğsüne isabet etmesiyle ah-u figan eyledi.
Önüne getirilen kanlı gömleği gördüğü andaki Yakup’un ah-u figanıydı bu.
Aşklar, bir kabuğun içindeki iki çekirdek gibi birlikte olgunlaşırlar.
Nisan yağmurlarının ağlayarak rahmetleştiği gibi.
“Aşk gizli söz söyleyendir, aşk çıplak vücudu örtendir.
Aşk hiç bir canlının değildir, aşıklık ancak olgun olana mahsustur.

Aşk, bedenin dört unsuru varken olmaz; olgun bir kuş kafesi kırandır.” (Senai)
Eyüp ÇELİK
13/02/2010-Meram
Pazartesi, Şubat 15, 2010 tarihinde Unknown tarafından kaydedilmiştir | 0 Yorum »

0 yorum: