O KÜÇÜK, BENİM BABAM


Küçük bir çocuk tanıdım…
Bebekliğimden bu yana bildiğim,
Yüreğinde sonsuz bir sevgi taşıyan…

Hafif kırgın!
Narin bir cümle gibi.
Kocaman sevgi dolu yüreği incitildiğinde,
En sevdiği oyuncağı elinden alınmışçasına
Mahzunlaşırdı…

Bükerdi boynunu,
Kimseye belli etmeden yaşardı hüznü içinde.
Unutmaya çalışırdı.
Kalbinin minicik bir köşesine,
Sessiz ve hafifçe bırakırdı hüznünü,
Kimseye hissettirmeden…

Ama ben hissederdim,
Ne zaman “Babam” diyecek olsa,
Önce biraz durur,
Sonra yutkunur,
Ve
Düşünürdü…

Yüreğinden, buğulu ve sessiz bir çığlık çıkardı.
Düşündüklerini, sakin bir şekilde;
Sanki naif bir rüzgârın,
Başımızı hasretle okşarcasına,
Bırakıverirdi yüreğimize…

Hep zorlanırdı.
Bu kelime çok ağır gelirdi ona;
“BABAM”
Hiç tanımamıştı ki babasını…

Yüzünü unutmamak için
Siyah beyaz fotoğraflarında teselli bulurdu.
İşte o küçük çocuk;
Şimdi yüreği kocaman bir adam…

O küçük,
Benim babam.

04/05/2010 Rumeysa ÇELİK
Çarşamba, Mayıs 05, 2010 tarihinde Unknown tarafından kaydedilmiştir , | 0 Yorum »

0 yorum: